Efes’in güneyinde yer alan Priene Antik Kenti, 4. yüzyıldan kalma bir kentin muhteşem özelliklerini sunmaktadır. Priene Antik Kenti, Aydın’ın Söke ilçesinin 15 kilometre güneybatısında, Samsun Dağı’nın (Mykale) güney eteklerinde bulunmaktadır. İon Birliği’ne dahil olan bu kent hakkında ilk bilgiler, antik kaynaklarda MÖ 7. yüzyılda yer almaktadır. Kent, MÖ 4. yüzyıl ortalarında Miletli Hippodamos’un adıyla anılan plan temel alınarak yeniden inşa edilmiştir. Priene, Bizans devrinde bir piskoposluk merkezi olmuştur. Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar sebebiyle denizden giderek uzaklaşan şehir, zamanla değerini kaybetmiştir. Priene’nin 13. yüzyılda tamamen boşaltıldığı bilinmektedir.
Kentin dik bir kayalık üzerine inşa edilmesi, savunma açısından avantaj sunmuştur. Priene, Antik Çağ’dan günümüze en iyi şekilde korunmuş şehir planlaması örneklerindendir. Bu açıdan, Anadolu’daki şehir planlaması gelişimini kavramak ve çağdaş planlama uygulamaları için bir örnek teşkil etmek son derece mühimdir. Priene, ünlü şehir plancısı Miletli Hippodamos tarafından tasarlanmıştır ve kenti satranç tahtası planında, boğaz sokakları birbirini dik açıyla kesecek şekilde tasarlamıştır. Ana caddeler doğu batı yönünde, tali caddeler ise kuzey güney yönünde uzanır. Bütün bir şehir olarak güneye bakmaktadır. Bu düzenleme Priene evlerinin kış aylarında güneş ışığı alması, ağızları ise yaz aylarında evlerin çatılarına güneş çıkması sağlamıştır.
Hippodamos planı, kenti insulas veya adalara ayırmıştır. Her dikdörtgen alanı ölçen… ya dört evi ya da bir resmi binası vardı. Stadyum ve tiyatro gibi bazı yapılar şekilleri ve/veya büyüklükleri nedeniyle şehir planına uymuyordu. Şehir planlamasının yanı sıra, Priene’yi ziyaret eden üç anıt vardır: Priene tiyatrosu, Rum tipi tiyatroların en güzel örneklerinden biridir. At nalı şeklindeki bu tiyatro yamaca inşa edilmiştir ve 5000 kişilik oturma kapasitesine sahiptir. Tiyatro, tarihin farklı dönemlerinde tadilatlar geçirmiştir.
Menderes Vadisi’nden ve deniz seviyesinden yaklaşık 100 metre yükseklikte yer alan Athena Tapınağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Halikarnasos’taki Mozole’nin de mimarı olan mimar Pytheos tarafından tasarlanan bu İon tapınağı, İyonya’nın en ünlü anıtlarından biri haline geldi. Priene’deki tapınağından sonra Pyteos, İyon mimarisinin ilkelerini açıklayan bir kitap yayınladı. Bu tapınağı kullandığı özellikler, İyon mimarisinin kanonik düzenleri haline geldi.
Antik kentin merkezinde dönemin tanınmış mimarları tarafından inşa edilen ve şehir planına ustalıkla entegre edilen pek çok anıtsal yapı mevcuttur. Kentin öne çıkan yapıları arasında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion, üst gymnasion, alt gymnasion, Mısır Tanrıları Tapınağı, Büyük İskender’in konutu, Bizans kilisesi ve nekropol bölgesi bulunmaktadır. Kentin başka bir önemli yapısı olan tiyatro, M.Ö. 350 yılında inşa edilmiştir ve 5 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir. Bunlarla birlikte, Geç Klasik ve Helenistik dönemlere ait, türünün en iyi korunmuş örneklerinden biri olan Priene’nin evleri, yerleşim tarihi hakkında kıymetli bilgiler vermektedir. Kent bu açıdan “Anadolu’nun Pompei’si” olarak nitelendirilmektedir.