Nur Dağları ile Akdeniz arasında bulunan İskenderun; sahip olduğu körfez, doğal yapısı, tarihsel ve kültürel zenginlikleriyle turizm açısından önemli şehirlerden biridir. Bölgede bilinen en eski yerleşim, MÖ 1500’lerde Fenikeliler tarafından inşa edilen Myriandos liman kentidir. Bu yerleşime dair günümüze kadar varmış herhangi bir bina mevcut değildir. Antik kente ait pek çok yapı, 1822 yılında gerçekleşen depremde yıkılmıştır.
MÖ 333 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender, Pers Kralı III. Darius ile gerçekleştirdiği savaşta galip gelmesi sonucunda günümüzdeki İskenderun’un bulunduğu yerde Alexandreia şehrini inşa etti. Kent Roma, Sasani, Arap, Bizans, Selçuklu, Haçlı, Memlük ve Osmanlı gibi devletlerin kontrolü altına girmiştir.
İskenderun bölgesindeki tarihi eserler; Şalan Kalesi, Bakras Kalesi, Yunus Sütunu, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Payas Kalesi, Cin Kulesi, İsos Harabeleri, İn ve Hamam, Mancınık Kilisesi’dir. Bölgedeki piknik ve gezi alanları; Soğukoluk, Gülcihan, Delibekirli; Çataloluk, Nergizlik, Alan, Atik ve Sarımazı Yaylalarıdır.