Kategori: Turizm

  • Türkiye’de hangi aylarda nereye Tatile gidilir?

    Türkiye’de hangi aylarda nereye Tatile gidilir?

    Türkiye’de seyahat için yüksek sezon genellikle Nisan ortası ile Ekim sonu arasındadır. Sezon dışı dönemde sıcaklıklar çok daha düşüktür ve dağlık bölgelerde kar yağışı görülebilir. Birçok ziyaretçi ılıman havası ve az kalabalığı ile ilkbahar ve sonbaharın tadını çıkarır. Kıyı bölgeleri özellikle yaz aylarında turistler arasında popülerdir. Bunlar arasında Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca uzanan, plajları ve yatçılık tesisleri bulunan tatil bölgeleri yer almaktadır.

    Özellikle İzmir ve Antalya arasındaki kıyı şeridi, çok sayıda koy ve körfez ile yakınlardaki birçok antik kente sahiptir ve yatçılık için mükemmeldir. Çok sayıda uluslararası kalitede marina yatçılara hizmet vermektedir. Aktif gezginler için yüzme, balık tutma, su kayağı, Yamaç Paraşütü, sörf ve dalış mevcuttur. Türkiye ayrıca birçok muhteşem nehre sahiptir.

    Bu nehirler kano, kayak ve rafting için idealdir. Dağcılık da ilkbahar ve yaz aylarında Türkiye’nin dört bir yanındaki sıradağlarda popülerdir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yüksek yaylaları ilkbahar ve yaz aylarında rengarenk çiçekler ve yeşil meralarla kaplanır. Doğa tutkunları, fauna ve flora çeşitliliğinin yanı sıra çevredeki manzaranın kalp durduran ihtişamının da tadını çıkaracaktır.

    Türkiye’nin orta ve doğu kesimleri büyük kar birikintileri alabilir ve kar kayağı favori bir kış eğlencesidir. Türkiye’de, kar koşullarına bağlı olarak genellikle Aralık’tan Nisan’a kadar açık olan birkaç kayak merkezi bulunmaktadır.

  • Termal Kaplıcaları, şifalı suları ile benzersiz bir zenginlik ve konforlu tatil imkanı sunuyor

    Termal Kaplıcaları, şifalı suları ile benzersiz bir zenginlik ve konforlu tatil imkanı sunuyor

    Türkiye’ye yapılacak bir ziyaret, ister bir sağlık sorununu tedavi etmek, ister sadece doğal mineral banyolarının yatıştırıcı sularında lüks yaşamak için olsun, ülkenin en iyi bilinen kaplıcalarından birine uğramadan tamamlanmış sayılmaz. Yaşam kalitesi ve korunmasında büyük önem taşıyan doğal tedavi yöntemlerinden biri olan termal sulara olan ilgi artış göstermeye devam etmektedir. Hem sağlık koruma, hem tedavi olma arzusu hem de zinde kalma isteği, bunun yanı sıra dinlenme ve tatil yapma fırsatları bu talebi sürekli kılmaktadır.

    Türk kültüründe yüzyıllardır var olan kaplıca çadırcılığı geleneği de bu isteğin tarihi arka planını meydana getirmektedir. Mesela, Sivas bölgesinde yakın geçmişe kadar kurulmuş olan Çermik çadırları, bu durumun en güzel örneklerinden biridir. Ayrıca birçok kaplıca hakkında farklı efsaneler, hikayeler ve anlatılarla buranın şifa verici özelliği manevi ve psikolojik olarak da güçlendirilmektedir.

    Termal tesislere gitmek, günümüzde ulusal düzeyde yaygın bir toplumsal alışkanlık haline geliyor. Özellikle bedensel ağrılar, romatizma ve cilt hastalıkları bu isteğin şifa arzusuyla bağlantılı olan en önemli temelini oluşturmaktadır. Bu talebin yanında Türkiye’de deniz ve kıyı bölgelerine gitmeyen, kara alanlarında yaşayan, ekonomik durumu iyi olan ve harcama kapasitesi olan büyük bir müşteri grubu mevcuttur.

    Bu nedenle günümüzde kaplıcalar bir turizm dalına dönüşmüş olup, oteller, pansiyonlar ve hatta evlerin geçici kiralamaları ile varlıklarını sürdürmektedir. Son yıllarda insan sağlığı için şifalı olmasının yanı sıra daha çok dinlendirici ve enerjik kalma etkilerinden faydalanmak için sektöre ilgi artmaya başlamıştır. Bu nedenle mevcut pazarın büyümeye devam ettiği göz önünde bulundurulmalıdır.

    Sitemize anlatılan kaplıcalardan birinde mola vermek, Türkiye’nin en ünlü destinasyonlarına yapılan bir turla kolayca birleştirilebilir. Türkiye’nin doğal kaplıcalarının sağlık veren özellikleri antik çağlardan beri ünlüdür.

    Hierapolis antik kenti, Pamukkale’nin zengin maden sularının bulunduğu yere inşa edilmiştir, burada buharı tüten su, dağın yamacından aşağı akarken yeryüzünde devasa dairesel havzalar oymuştur ve yamaçları göz kamaştırıcı beyaz kalkerli kayalardan oluşan pürüzsüz bir tabakayla kaplamıştır.

    Antik Likya kenti Kaunos’un sakinleri, yakınlardaki Köyceğiz Gölü’nün mineral bakımından zengin çamurunda yıkandılar.

  • Kamp ve Karavan Turizmi doğaya saygılı bir tatil anlayışı teşvik eder

    Kamp ve Karavan Turizmi doğaya saygılı bir tatil anlayışı teşvik eder

    Bozulmamış doğa, kültürel bir panorama, tarihi bir duvar halısı ve hesapsız dostluk Türkiye’de kampçıları bekliyor. Ege ve Akdeniz’in ışıltılı kıyılarından yemyeşil Karadeniz kıyılarına, el değmemiş dağ göllerinden antik kalıntıların akıldan çıkmayan güzelliğine, yüksek dağ çayırlarının tazeliğinden peri bacalarının ve yeraltı şehirlerinin sürprizine kadar Türk manzarasının coğrafi çeşitliliği ve büyüklüğü kamp maceralarına uygundur.

    İster karavanla ister çadırda kamp yapmak, ziyaretçilerin turistler tarafından nadiren görülen bir Türkiye’yi görmelerini sağlar; Küçük köyler ve şirin taşra kasabalarından oluşan bir ülke, tamamen açık ve çitle çevrili bir ülke, misafirperverliği ve cömertliği ile tanınan bir ülke. Kampçılık Anadolu kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Türklerin göçebe gelenekleri, beslenme alışkanlıklarından iç dekorasyon tarzlarına kadar her şeyi etkileyerek modern yaşam üzerinde güçlü bir izlenim bırakmıştır Örneğin kilimler, aslen göçebeler tarafından kullanılmış ve baharat ve sarımsakla kürlenmiş et olan pastırma, göçebe diyetin ayrılmaz bir parçasıydı.

    Kıyı ovasının sıcağından kaçmak için yaz aylarında yüksek dağ çayırlarına çıkmak, bir başka kalıcı göçebe geleneğidir. Birkaçı restore edilmiş olan ortaçağ kervansarayları, doğubatı İpek Yolu’nu işaret ediyor ve erken ticari gezginlerin hareketliliğini kanıtlıyor. Gerçekten de Anadolu’nun tarihi, nüfus değişimleri ve bir medeniyetin başarılarının bir önceki medeniyetin deneyimlerine dayandığı devam eden bir kültürel simbiyoz ile işaretlenmiştir.

    Türkiye genellikle ‘açık hava müzesi’ olarak adlandırılır ve kamp yapmak bu olağanüstü yeri görmenin en iyi yollarından biridir. Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda organize kamp alanı gezginleri ağırlıyor. Bunların çoğuna otoyol ile ulaşılabilir ve deniz kenarındadır. Bunlar bir aile tatili için ideal bir ortam sağlar; Kamp alanları su, yemek pişirme ve sıhhi tesisler sağlar ve yerel dükkanlar taze yiyecekler satarken, plajlar ve deniz hem çocuklar hem de yetişkinler için sonsuz eğlence olanakları sunar.

    Karavanlar ve sırt çantalı gezginler tüm ülkeyi kamp alanı olarak düşünebilirler. Herhangi bir kasabada erzak satın alınabilir ve yerel halk arazilerini ziyaretçilerle paylaşmaktan her zaman mutlu olur. Sadece bir hatırlatma: sorumlu kampçılar kamp alanlarını temiz ve çöpsüz bırakırlar. Çevrenin tadını çıkarmak için onu korumalıyız! Yerel Türk Turizm Ofisiniz, bir gezi planlamanıza yardımcı olacak önerilerde bulunmaktan mutluluk duyacaktır. Birçok tur acentesi, maceracı gezginler için trekking gezileri, nehir raftingi ve at sırtında geziler düzenlemektedir. Kırsal bölgelere geziler için Türkiye’nin büyük şehirlerinde tam donanımlı kampçılar (karavanlar) kiralanabilir. Yolculuğunuzun tadını çıkarın!

  • Türkiye’de Turizm Çeşitleri

    Türkiye’de Turizm Çeşitleri

    Golf Turizmi
    Türkiye, son zamanlarda açılan uluslararası standartlardaki golf tesisleriyle dünya genelindeki golf tutkunlarını bir araya getiren kalite ve prestijin kaynaştığı bir merkez konumundadır.

    Su Altı Dalış
    Türkiye’nin sularında yer alan önemli batıklar ve su altı mağaraları, dalgıçlarca keşfedilmeyi beklemektedir.

    Yat Turizmi
    Üç tarafı denizlerle kaplı Türkiye, muhteşem manzaralara sahip koyları ve körfezleri, donanımlı marinaları ile yelkenciler için gerçek bir cennettir.

    Kongre Seyahati
    Avrupa ile Asya’nın kesişim noktasında yer alan Türkiye, toplantılar, seminerler ve kongreler için harika bir mekan sağlamaktadır.

    İnanç Turizmi
    Tarih boyunca hem çok Tanrılı hem de tek Tanrılı dinlere ev sahipliği yapan Türkiye, farklı inançlardan insanların görmesi gereken eserler barındırmaktadır.

    Yayla Turizmi
    Kendine özgü coğrafyası ve iklimi bulunan Türkiye’nin zengin yaşam kültürü içinde yayla hayatı önemli bir yere sahiptir.

    Mağara Ziyareti
    Dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslandığında “mağara cenneti” olarak tanınan Türkiye’de yaklaşık 40.000 civarında mağara yer almaktadır.

    Sağlık ve Kaplıca Turizmi
    Türkiye, zengin ve şifalı termal kaynaklarıyla bir kaplıca cenneti olup, kaliteli tesisleriyle şifa arayanları ağırlamaktadır.

    Av Turizmi
    Türkiye’nin coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve doğal yaşamı, avcılık ve av turizmiyle ilgilenenler için büyük bir fırsat sağlar.

    Kış Sporları Turizmi
    Yaz – kış karla kaplı yüksek dağları ve bu dağlardaki kayak tesisleri ile Türkiye, önemli bir Kış turizmi merkezi konumundadır.

    İpek Yolu
    Anadolu, Çin’den başlayıp Orta Asya’yı geçerek Avrupa’ya ulaştığı tarihi İpek Yolu’nun en önemli kesişim noktalarından birini temsil etmiştir.

    Hava Sporları Aktivithesi
    Türkiye, yamaç paraşütü, yelken kanat, planör, paraşüt ve balon gibi hava sporları tutkunlarının keşfetmesi gereken bir yerdir…

    Yüksek dağlara tırmanma sporu
    Türkiye, çeşitli yüksekliklere sahip, zengin flora ve faunasıyla dağlarıyla ülkenin her yerinde doğa tutkunuzu ve macera arayan insanları bekliyor.

    Akarsu-Rafting Turizmi
    Türkiye, dört bir yanını saran uzun ve gürül gürül akan nehirleri ile su sporları açısından ziyaretçilerine önemli bir akarsu turizmi imkanı sunmaktadır.

    Kamp ve Karavan Turizmi
    Hareket halinde olma zorunluluğu olmaksızın çeşitli bölgeleri keşfetme imkânı sunar. İnsanların doğal güzelliklerden yararlanarak kent yaşamının stresinden uzaklaşmalarına olanak tanır.

  • Balıklıgöl, Yahudi ve İslam efsanelerinde Nemrut’un Hz. İbrahim’i ateşe attığı yer olarak bilinir

    Şanlıurfa Türkiye

    Balıklı göl (Halil-ür Rahman ve Ayni Zeliha Gölü) ve Halil-ür Rahman Cami Şanlıurfa şehir merkezinde. Balıklar, etrafındaki asırlık çınar ve soğut ağaçlan ile doğal bir akvaryum görünümünde. Göller, Ayn-ı Zeliha ve Kalil-ur Rahman olmak üzere iki tane. Kutsal olduğuna inanılıyor. Halil-ür Rahman Golü nün güneybatı köşesinde yar alan cami, medrese, mezarlık ve Hz İbrahim’in ateşe atıldığında düştüğü makamdan meydana gelen bir külliye halinde.

  • Haruniye Kaplıcaları Düziçi, Osmaniye

    haruniye kaplıcaları osmaniye haruniye-kaplicalari-havuz

    Osmaniye ilin en meşhur kaplıcası olan haruniye kaplıcası nüfus merkezlerine yakın olması bulunduğu yerin coğrafı özelliklerine ve ulaşımına uygun olması termal turizm açısından çok önemli. haruniye kaplıca suyunun tedavilerde etkili olduğu ve sağlık açısından çok faydalı olduğu ifade edilmektedır. Berke Barajı aksının 2,5 km.’lik yatağında yer almasından dolayı harika bir manzaraya sahip olan kaplıca Ceyhan nehri kıyısında ağaçlarla kaplı bir alanda bulunmaktadır. Kaplıca sularından genelde banyo yapılarak (dıştan tedavi) veya içerek (içten tedavi) yararlanmaktadır. Günde tek veya iki banyo uygulanabilir.

    Yaptırılan analizlere göre kaplıca suyu ile banyo yapıldığında, haruniye kaplıcaları faydaları;
    * Kas- İskelet Sistemi Hastalıkları, Dejeneratif eklem hastalıkları (Kireçlenmeler), Yumuşak doku romatizmaları, romatizma rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
    * Kadın hastalıklarında; Genital organların müzmin hastalıkları, Fonksiyonel sterilite (kısırlık), Vejetatif over yetmezliği, Ameliyatlar sonrası adhezyon profilaksisi, Dismenore, Fluor. Bu tür rahatsızlıklarında daha çok banyo kürü uygulanmaktadır.
    * Mide – Bağırsak Şeker hastalığı, Gut, Obesite, Metabolizma Hastalıkları hastalıklarına faydalı.
    * Sinirsel rahatsızlıklarına Nörolojik Hastalıklarına iyileştirici etkileri var; Nöro ve myopatiler, Travmatik lezyonlar, inme rehabilitasyonu, Spastik paraliziler, Merkezi ve periferik kronik inflamatuar hastalıklar, Omurga hastalıkları, Vasküler nörolojik hastalıklar, Solunum Sistemi Hastalıkları
    * Deri Cilt rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkisi görülümüştur.
    * Karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarında içme kürleri ve şifalı çamur ağırlıklı olarak uygulanmaktadır.
    * Beslenme bozukluğu olanlarda olumlu etkisi var ve birçok rahatsızlıklara iyileştirici etkiler yaptığı analaşılmaktadır.

    haruniye-kaplicalari-oda

    haruniye kaplıcaları özellikleri

    * Suyun PH değeri: 6,0 -7,0
    * Suyun Sıcaklığı: ortalama 32° dir
    * kimyasal özelliklerine göre suyun içeriği: bikarbonatlı termal sular, Kalsiyum, sülfür, sülfat, magnezyum, ortalama 4 mg/lt florür ve 332 mg/lt karbondioksit içerik özelliğe sahiptir.
    * Toplam Mineralizasyon: 1150 – 1190 mg/lt arasında değişmektedir.

    düziçi belediyesi haruniye kaplıcaları Ulaşım Olanakları yol tarifi
    Osmaniye ili, Düziçi ilçesinin 15 km kuzeyinde, Kuşçu köyü sınırları içinde yer alan Haruniye Kaplıcası, ormanlık alanda Ceyhan nehri kenarında bulunuyor, Kaplıca tesisi Aslantaş Barajı’nın rezervuarının sonunda, Berke Barajı aksının 2,5 km.’lik yatağında yer alıyor. Haruniye Kaplıcası, Osmaniye il merkezine 57 km, Adana iline 143 km mesafede olup önemli uluslararası yollardan olan Tem otoyolu ve D-400 karayolunun kesişim noktasında bulunmaktadır. Haruniye Kaplıcası, İskenderun limanına 63 km uzaklığında olup Adana ve Gaziantep havaalanlarına 60 dakika mesafededir. demiryolu ulaşımından yararlanmak için Tren hattı il merkezinden geçmektedir.

    Haruniye Kaplıcaları Termal Otel İletişim
    Adres: Haruniye Kaplıcaları – Düziçi İlçesi / OSMANİYE
    Telefon: + 90 (0328) 876 80 02

  • Armutlu Kaplıcası, Gemlik, Bursa

    Bursa’ın Gemlik ilçesine bağlı Armutlu bucağına 5 kilometre uzaklıktaki Bozburun’da bulunan Armutlu Kaplıcası 1394’de inşa edilmiş. Soğukluk bölümü ise 1511’de eklenmiş. Kaplıcanın kubbeli hamamı, kadın ve erkeklere ayrı bölüm halinde hizmet veriyor. Ayrıca turistik oteller ve belediye bünyesinde işletilen konaklama tesisleri bulunuyor.

  • Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara

    Müzede, Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik çağdan başlayarak, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karam, Cotalhöyük. Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alocahöyük, Kultepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından gelme çeşitli koleksiyonlar ve çeşitli dönemlere ait örnekler, Osmanlı Dönemi mekanlarında kronolojik bir sırayla sergileniyor. M.O. I. binin ikinci yarısından başlayarak.

    Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermer, bronz eserler ile ilk kullanılan sikkeden başlayarak günümüze kadar olanları da içine alan sikke koleksiyonları, Müze’nin nadir kültür varlıklarını temsil ediyor.

  • Deyrülzafaran Manastırı, Süryani inancı için önemli bir yerdir

    Deyr ul Zaferan Manastırı

    Bugünkü Süryanılerın ataları olan ve güneşe tapan Aramiler. MÖ 2. binden başlayarak 4 bin yıl boyunca burada her güneş doğuşunda bir ayın düzenleyerek güneşe kurbanlar sunarlarmış. Hz Isa’dan sonra Hıristiyanlığı benimseyip kiliseler kurmuşlar. Manastırın içinde tarihi bir İncil ve kutsal taş mevcut ve ilk tıp fakültesinin burada kurulduğu söyleniyor. Deyr ul Zaferan, Yukarı Mezopotamya’nın tarihi yapıtlarından an tanınmış olanlarından biri ve Süryani Kadim Cemaatinin dini merkezi.

  • Alahan Manastırı Antakya, Hatay

    Alahan Manastırı Antakya

    M S 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin ediliyor ve nefis bir manzaraya hakim. Yaklaşık bin metre yukarıdan Göksu vadisine bakıyor. Antik çağın anıtsal üslubunu henüz yitirmemiş Erken Bizans mimarisi özellikleri taşıyan büyük boyutlu bir külliye.